[İzgi Gültekin]

TC Helicon Voicelive touch bu konuda çok başarılı. Ben de kendi ton-meisterımız yokken ve pop söylediğim dönemlerde farklı efektler, delayler için kullanmıştım. Sahne için öneririm ama kayıt için düşünüyorsanız gerek yok.

[İzgi Gültekin]

Çok teşekkür ederiiim????????

[İzgi Gültekin]

Programa uygun bir zamanda bakacağım ama bu tip programlar %100 doğru sonuç verir diyemeyiz. Çünkü doğru çalışma ile ses aralığını geliştirmek mümkün.

Muhammed pek çok şeyi güzel ve doğru açıklamış. Söylemek istediğin şarkının en peste ve en tizdeki notasına göre, kendine rahat söyleyebileceğin, sesinin parlayacağı bir ton bulup ona transpoze etmek en güzeli olur.

[İzgi Gültekin]

Ses renginden kastınız ses tonu sanırım. Bunu belirleyen şey, en tizde ve en peste çıkardığınız notalardır. Fakat bu aralık, doğru çalışmalarla geliştirilebilir. Sese rengi veren unsur ise, oluşturduğunuz sesin titreştiği rezonans bölgeleridir. Her ikisi için de vokal koçu desteği almanız yerinde olacaktır.

Ses sağlığı çok önemli. Sadece şarkı söylemek için değil elbette. Sesimiz bizim iletişim, kendimizi ifade aracımız.

Ses sağlığı için, sigara içmemek ve içilen ortamlarda bulunmamak, boğazın kurumasına izin vermeden su içmek, kontrolsüz ve bağırarak konuşmamak, şarkı söylememek, beslenmenize dikkat etmek (reflü ses tellerinin baş düşmanlarından) gerekir.

Bu ve bir çok konuda videolarımız gelecek.????

[İzgi Gültekin]

Merhabalar ve iyi çalışmalar,

1-Rezonans

Rezonans çalışırken adım adım gitmek önemli. Her çalışmada önce dudaklar kapalı hmm vokali ile başlayın. Ağız, çene ve gırtlak rahat olsun. Ağız boşluğunu geniş tutmak için esnemeye başladığınızda aldığı pozisyonu düşünün. Sonra, önce hmm arkasına mam veya mom hecesini ekleyerek çalışın. ‘i’ zaten zor harflerden biri,  çene kasılması veya sesi gırtlakta hissetmek ilk zamanlarda normal. ‘i’ vokalinde ağız açıklığını yakalamak için dudaklarınızı, çenenizi ve gırtlağınızı fazla kasıyor olabilirsiniz. Önce hmm hemen arkasına mi vokali koyarak çalışabilirsiniz. Ama pozisyon değiştirmeyin. hmm nasılsa mi de öyle olsun. Sadece dudakları aralayarak verin mi sesini. Sonu açık bir ‘i’ vokali çalışmaktansa ‘mim’ veya yim vokaliyle, sonunu kapatarak çalışmanız, rezonans bölgesini anlamınıza ve sesi o bölgeye konumlandırmanıza yardımcı olacaktır. Hızlı bir tempoda ‘minimini’ vokalini çalışmanız, gırtlaktaki sesi dişlerin arkası, dudak ve rezonans bölgesine almanıza yardımcı olur. Yorulma hissettiğinizde sese yüklenmeden, adeta üfler gibi  ‘u’ vokalli egzersizler yapıp ses tellerini, boğazı çeneyi rahatlatın.

2- Kırçıl ya da distortion

Kırçıllı tekniğe pek hakim değilim, daha çok temiz ve doğru söylemeyi seviyorum. Bence de bazı soundlarda hoş duruyor. Nasıl yapıldığı konusunda teknik bir bilgiye sahip değilim ancak çoğunlukla boğazı kasarak ve ses tellerindeki sürtünmeyi arttırarak yaptıklarını düşünüyorum. Doğru teknik bulunarak yapılmazsa ses tellerine, dolayısıyla sese zarar verebileceğini düşünüyorum. Ben hep ses sağlığını ön planda tuttuğum için, bu teknik üzerinde çalışmadım, nasıl doğru yapılacağı konusuna da hakim değilim.

3- Mikrofon kullanımı

Mikrofon kullanımı tabii ki çok önemli. Sesinizin kendi karakterini vermesi, temiz ve anlaşılır duyulması ve mikrofonun feedback yapmaması için, mikrofonun baş kısmından tutmamak ve bu kısmı kapatmamak lazım. Peslerde yakın, ancak ağzı tamamen yapıştırmadan, orta tiz bölümlerde biraz uzak, tizlerde biraz daha uzak tutmak gerekli. Bununla birlikte sahnede kendini duyum da önemli tabii. Çünkü kendinizi iyi duymadığınızda, mikrofona çok yakın söyleyebilirsiniz ve gırtlağınızı da fazla zorlayacağınız için sesiniz kısılabilir. Vokal arkadaşlara, ses sağlıkları için mutlaka inear monitör ile çalışmalarını öneririm. Mikrofonu hangi uzaklıkta kullanacağınızı  da zaman içinde deneye deneye öğrenirsiniz. Sesinizi, sesinizin volümünü, karakterini tanıdıkça mikrofon kullanımını da çözersiniz.

Stüdyo mikrofonu kullanımı ile ilgili Deniz’in yazdıklarına ekleyeceğim bir konu yok. Onda belli bir mesafeyi korumak lazım.

 

4- Şarkı çalışmaları

Bahsettiğimiz şarkı çalışmaları, varolan, daha önce yapılmış bir şarkıyı söylemekse, genellikle şarkının orijinalinde vokal nerden söylüyorsa ordan söylemek güzel olur. Ufak tefek eklemeler, değişiklikler yapılabilir elbette ama orijinal vokal melodisine çoğunlukla sadık kalınmalı bence. Dinleyici de o şarkıyı öyle duymak isteyecektir büyük ihtimalle. Eğer orijinal tondan söyleyemiyorsanız, şarkının tonunu tize ya da pese alarak, kendi ses aralığınıza uygun yerden, orijinal melodisiyle söylemek en güzeli ve sağlıklısı.

Ama kendi şarkılarınızı yapıp vokal melodisi buluyorsanız, ister akorun kök sesinden ister 3lü, 5lisinden ya da dizi içindeki herhangi bir sesten başlayın. Orası size kalmış. Kendi şarkınızda kendinizi en iyi hissettiğiniz, sesinizi en doğru gösterebildiğiniz notaları tercih ederek oluşturun melodinizi.

 

 

[İzgi Gültekin]

Merhabalar,

Geçmiş olsun dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Şimdi turp gibiyim ve birkaç egzersiz ekledik. Dahası da gelecek. Çalışma rutinini de çok yakında yapacağız.

Videolar çabuk tüketiliyor gibiyse de, nefes çalışmalarını, rezonans çalışmalarını düzenli, sistemli ve doğru olarak bol bol çalışmak, temeli sağlam atmak lazım. Egzersizlerle de pekiştireceğiz.

İyi çalışmalar?

[İzgi Gültekin]

İçtiğimiz şeyler direkt olarak ses tellerimize değmiyor. Mesela içtiğimiz ılık ballı bir bitki çayı, ses telleri çevresindeki kasları yumuşatıyor. Su konusu ise, içtiğimiz suyun verdiği nemlilik belli bir süre sonra ses tellerimize ulaşıyor. Bu nedenle su içmeyi tüm günümüze, hayatımıza yaymalıyız.